Uluslararası Gelişmelerin İş Dünyasına Direkt Etkileri: Bir İnsan Kaynakları Yöneticisinin Bakışı

Merhaba,

2024 yılında Türkiye’nin de üyesi bulunduğu NATO 75. Yılını kutluyor. NATO üyeleri, kurulduğu 4 Nisan 1949 yılından günümüze kadar NATO vatadaşlarının güvenliğini ve dünya barışına katkı sağlamak için birlikte çalışmaktadır. NATO, askeri bir güç olmakla birlikte ittifak üyelerinin yerel iş insanlarının kendi ekonomilere yaptıkları katkılar ile ittifak daha güçlü ve kararlı olmaktadır. Çünkü ekonomi tüm NATO ulusların en büyük güçlerinden birisidir.

Şu an Kuzey Avrupa ve İngiltere’de olan Tır şoförü açığı Türkiye’de lojistik hizmetlerinin çok minör ölçüde yavaşlamasına neden olmuş ve Tır Şoförü ücretlerini yukarı taşımıştır. Bu olguya hakim olmayan İnsan Kaynakları Müdür/Direktörleri “ne oluyoruz?” diye sorarken karar alma süreçleri yavaşlamakta ve ekonominin hızına yetişememektedir. 

Başka bir husus ise askeri teknolojiler her zaman iş dünyasını etkilemiştir. Çünkü maliyetler nedeniyle özel sektör AR_GE’ye bütçe ayırmamakta ya da ayıramamaktadır. Oysa devletler var olabilmek için gerektiğinde bütçe ayıracak kaynağa ve kararlılığa sahiptir. Çünkü devletler, 2. Dünya Savaşında ve Soğuk savaşta teknolojiye yapılacak bir birimlik katkının ülke ekonomisine dört birim katkı yaptığını görmüşlerdir. Askeri alandan iş dünyasına geçen teknoloji ve işletme teknikleri aşağıda sıralanmıştır;

  • Jet uçakları
  • Mikrodalga fırınlar
  • Konserveler
  • İnternet
  • Cep telefonu
  • Bilgisayar 
  • Akıllı saatler 
  • Uzay teknolojileri
  • ….

Liste uzayıp gider 

Bu fikirden hareketle biz iş insanlarını ilgilendiren kısım ise üst düzey yöneticilerin hem dünyanın hem de Türkiye’nin genel gidişatını takip etmek zorundadır. Çünkü küresel olan dünyada herhangi bir bölgede olan iyi veya kötü bir olay tüm ekonomik sistemi etkilemektedir. 

Aşağıdaki fotoğrafı hatırlıyorsunuzdur. Süveyş kanalında arızalanıp karaya oturan Vergreen gemisi Avrupa ve Çin ekonomisini derinden etkilemişti. 

Bugün üst düzey iş insanları için Ukrayna-Rusya savaşı temelli olarak biz iş insanlarına öğrettiklerini konuşacağız. 

“İş”te başlıyoruz. 

Diğer yazılardan farklı olarak sizler için bu yazının bir özetini çıkardım.

  • İletişim ve Sosyal Medya: İletişim ve sosyal medya kullanımı önemlidir. İş dünyası da sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanarak marka değeri yaratabilir ve kriz anlarında dengede kalabilir.
  • Tedarik Zinciri ve Lojistik: Tedarik zinciri yönetimi ve lojistik, iş dünyasının başarısının anahtarıdır. Güçlü ve alternatifli lojistik ağları, maliyetleri azaltarak rekabet avantajı sağlar.
  • Networking ve Partnerlikler: İş dünyası, partnerlikler ve networking aracılığıyla bilgi ve kaynak paylaşımı yapabilir. Bu, işletmelerin etkinliğini artırabilir ve işbirlikleriyle güçlenebilir.
  • Değişime Yanıt Verme Süresi: İş Dünyası değişimleri okuyabilmeli ve değişimlere tam zamanında karar vermelidir. 

İsterseniz yukarıdaki maddeleri neden yazdığımın detaylarına neden sonuç ilişkisi içerisinde girelim. 

İlk olarak bilmeyenler için Rusya-Ukrayna savaşını birkaç kelimeyle özetleyeyim. 1990’lar çöken Sovyetler Birliğinden sonra Ukrayna’da Sovyetlere ait nükleer savaş başlıkları kalmıştı. Batı’nın arabuluculuğunda Rusya, Ukrayna’yı işgal etmemek koşulu ile Ukrayna elindeki nükleer başlıklarını Rusya’ya verdi. Tarihsel bağlamda yayılmacı bir politika izleyen Ruslar, altına imza attıkları anlaşmayı unuttular ve 2015 yılında Kırım’ı işgal ettiler. Ukrayna hazırlıksız yakalanmıştı. Rusya, 2022 yılında Ukraynalı Neo Nazi’leri (evet yanlış okumadınız Nazi’leri) bahane ederek Ukrayna’nın bir kısmını daha işgal etti. Rusya, daha sonra tarihsel olarak Ukrayna’nın kendi toprağı olduğunu savaş gerekçesi saydı (ki tarihsel bağlamı dikkate alacak olursak Ukrayna’nın Osmanlı İmparatorluğu’ndan dolayı Türkiye Cumhuriyeti toprağı olması gerekir), bu yazının yazıldığı tarih itibariyle “NATO genişlediği için işgal ediyoruz” demişlerdir. Ben birkaç yıl sonra farklı faklı bahanelerini de bekliyorum. “Dinamo Kiev, Fenerbahçe’ye yenildiği için işgal ediyoruz” diyebilirler 🙂

Burada bir virgül koymak isterim. Ben bir İnsan Kaynakları Yöneticisiyim. Jeopolitika, askeri bilim, politika uzmanı olduğum alanlar değildir. Zaten okuduğunuz İnsan Kaynakları Bilimi bloğunun var olma amacı jeopolitika da değildir. Buna karşın askeri teknolojiler benim ilgi alanımdır. Aşağıda bazı örneklerimi bulacaksınız. Örnekler askeri teknolojiyi takip ettiğim için vereceğim. Jeostratejiyi yazımda bir metafor olarak kullanıyorum.

Örnekler askeri ama ana mesaj iş dünyası ile ilgilidir. Bu koşulla birlikte yazıyı okumanızı rica ederim. Çünkü bu bir vizyon yazısıdır. 

Rusya, Ukrayna’ya karşı işgalinin ilk günlerinden herkes Rusya’nın Ukrayna’yı kolay bir şekilde işgal edeceğini düşünülmüştü. Çünkü Rusya, dünyanın en büyük 2. veya 3. ordusudur.  Fakat öyle olmadı. Rusya, NATO’nun da desteğini alan Ukrayna’ya karşı hızlı bir zafer kazanamadı. Askeri jargon ile ifade etmem gerekirse savaş bir yıpratma savaşına girdi. Bu yazının yazıldığı günümüzde ise savaşı Ukrayna kazanmaktadır. Ukrayna, ev sahibi olmanın avantajını kullanıyor, NATO standardı üstün kalitedeki silah ve mühimmat kullanıyor, Batı’nın desteğini alıyor ve en önemlisi Ulu Önder Atatürk’ün ifadesiyle; kendi topraklarını savunacak azim ve kararlılığa sahipler. 

Bu savaş herkese bir şeyler öğretti. Fakat en önemlisi biz iş insanlarına bir şeyler öğretti. Bunları sizin için İnsan Kaynakları Bilimi’nde derledim. 

  1. İletişim 

Askerlerin bir sözü vardır; “muharebede, muhaberat çok önemlidir”. Bu söz iletişim faktörünün önemine vurgu yapmaktadır. İletişimin önemi  her iş insanı için yadsınamaz bir gerçek. Yalnız Rusya-Ukrayna savaşında yalnızca askerlerin birbiri ile iletişimi değil, devlet faktörünün de üçüncü tarafta iletişimini gördük. Ukrayna tarafı sosyal medyayı çok iyi kullandı. Sosyal medya’da etkisiz hale getirdikleri Rus tanlarını, askerlerini paylaştılar. Aynı zamanda Sivil Ukraynalılar da kendileri inisiyatif alarak bu halkla ilişkiler kısmını çok iyi yönetti. Bu ne işe yaradı derseniz hem Ukrayna kendisinin moralini yüksek tuttu hem de Rusya’Nın moralini düşürdü. Ki moral bir ordu için çok önemlidir. Moralsiz bir ordunun akıbeti kötü olmaktadır (bkz Balkan Savaşlarında Osmanlı ordusu).

Başka bir alt başlıkta askeri operasyonlarda iletişim daha da önemlidir. Hatta NATO bu durum için bir alfabe bile yapmıştır. Türkçe’de “A-Ankara, B-Bursa, C-Ceyhan, D-Denizli, …, T-Türkiye, …, Z-Zonguldak” şeklindeki kodlamalarımız NATO operasyonlarında tüm üye ülkeler için “A-Alpha, B-Bravo, C-Charlie, D-Delta, …, T-Tango, …, Z-Zulu” şeklinde yapılmaktadır. Amaç ittifak üyelerinin ortak bir iletişim metodu geliştirmesi ve iletişim kazalarının önüne geçebilmektir. Unutmayınız; “muharebede, muhaberat çok önemlidir”.

Bu noktada işletmelerde klasik iletişim metadları yerine çalışanına veya hedef kitleye daha uygun, samimi ve net mesajlar veren bir sosyal medya yönetimini benimsemelidir. Bu sayede, işletmeler marka değeri yükselecek, çalışanlarının motivasyonu artacak ve kamuoyunda iyi bir algı oluşacağı için farklı fırsatlara açık olacaktır. Alfabe kısmı ise işletmelerde kurum kültürüne denk bir olgudur. Çünkü kurum kültürü renk, sembol, davranış kalıplarından oluşan kurumsal bir iletişim metodudur. Kurum kültürünün güçlü olan işletmelerde turnover oranın düşük olması ve örgütsel bağlılığın yüksek olması bir tesadüf değildir. İşletmelerin iletişim kanalları yaratması ve örgütsel vatandaşlık çerçevesinde tüm çalışanların bu kanalları aktif olarak kullanması işletmeler için katma değer sağlayacaktır.

2. Tedarik Zinciri 

Rusya Ukrayna savaşında NATO ülkelerinin elimdeki ATMG (zırhlı araçları vurmak için geliştirilen tek askerin taşıdığı füzeler)  stokları bitmiştir. Savaş kara savaşı olduğu için NATO ülkelerinin elimdeki 120 mm top mermisi stokları da bitmiştir. Rusların elindeki modern tanklar farklı bölgelerde de olması gerektiği için Rusya, 2. Dünya savaşından kalma teknoloji ile üretilen ve 70 yıllık olan tankları kullanmıştır. Ukrayna, NATO’nun tüm desteğini almasına karşın ikinci dünya savaşında kullanılan biz Türklerin mitralyöz dediği ağır makineli tüfekleri müzelerinden veya depolarından çıkarmak zorunda kalmıştır. ABD, Ukrayna’ya 120 mm top mermisi yardımında bulunmuş kendi stokları kritik seviyenin altına indiği ve elindeki kaynaklarla kolay bir şekilde yerine koyamayacağı için NATO müttefiki olan Türkiye’den ABD’de üretim tesisi kurması konusunda anlaşmaya varmıştır.

Tedarik zinciri kurumların hayatta kalması için önemli bir faktördür. Bir ürünün hammaddesinin toplam üretim  kapasitesi vardır. Hiçbir kaynak sınırlı değildir. Yeterince doğal kay ak bulunsa da ürünün bir üretim süreci de bulunmaktadır. Fabrikaların da bir üretim kapasitesi olduğu için elinizde sonsuz maddi kaynak olsa dahi bu sınırlamalar nedeniyle tüm iş insanları karar alma sürecinde tedarik zinciri faktörünü de düşünmelidir. Başka bir husus ise işletmeler tedarikçilerini çeşitlendirmeli ve alternatifleri olmalıdır. Aynı hizmet için gerekirse 2 veya 3 tedarikçinin olması işletmeler için kayıp değil kriz dönemlerinde daha fazla kazanacakları fırsatlardır (bkz. 2009 çip krizi, 2020 maske krizi,  2021 çip krizi 2022 ayçiçek yağı krizi, spesifik pozisyon krizleri vb.). 

3. Ekosistem 

Ukrayna savaşı bize ekosistemlerin önemini göstermiştir. Yapılan analizlerde NATO üyelerinin Ukrayna’ya 100 milyar euroluk silah yardım yaptığı konuşulmaktadır. Tabi bu kadar yüksek silah yardımı, NATO üyelerinin stoklarını eritmesine ve üretimlerini artırmalarına neden olmuştur. Bu noktada İngiltere yardım yaptığında ve kritik stok seviyesinin altına indiğinde  İngiltere yardımı kesmekte ve aynı silah grubundaki yardımı Türkiye yapmaya başlamaktadır. Türkiye kritik stok seviyesine indiğinde ise Türkiye yardımı kesmekte Almanya yardım yapmaya başlamaktadır. Bu noktada NATO’nun “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz” için stratejisi işe yaradığı görülmektedir. 

Bu tekniği iş dünyasında holding yapılarında görmekteyiz. Fakat Holding yapılarında dikkat etmemiz gereken husus grup işletmelerinin yakın sektörlerde çalışma zorunluluğudur. Daha somut bir şekilde ifade etmem gerekirse perakende işletmesiyseniz ikinci işletmenizi inşaat sektöründe açarsanız bu durum ekosistem olmaz. Bu durum alternatif olur. Başarılı olur mu derseniz olmuyor. Fakat perakende işletmesiyseniz ikinci işletmenizi Lojistik alanında açabilirsiniz. Çünkü lojistik perakende için önemli bir süreçtir. Türkiye’ye kahveyi getiren Altınmarka, Kahve Dünyasını açarak hizmet üretim ve hizmet sektörü arasında bir ekosistem yaratmıştır. Aslında bunu ifade etmek istiyorum. Bende bir ekosistem işletmesinde çalışıyorum. Olumlu olduğu kadar olumsuz yanları da olabiliyor. Fakat uzun dönemde hem kurum hem de çalışanlar için faydaları daha yüksek oluyor. Tek bir cümle ile ifade etmem gerekirse Rusya-Ukrayna savaşı küçük işletmelerin değil holding yapılarının güçlü olduğunu biz iş insanlarına bir kere daha göstermiştir. 

4. Lojistik 

Lojistik konusu aslında tedarik zincirinin bir alt dalıdır. Rusya-Ukrayna savaşının bize en iyi öğrettiği kavramlardan birisi hedeflere ulaşmak için lojistik sisteminin çok iyi olmasıdır. Savaş boyunca her iki tarafta karşı tarafın lojistik ağlarına alt ve üst yapılarına saldırıda bulunmuştur. Askerlerin kondisyonunu çok iyi tutulabilir. Askerlerin savaş alanı için ileri seviye teknoloji giyilebilir teknolojiler verilebilir. Askerlerin elinde M4A2 veya MPT-55 gibi en son teknoloji etkili saldırı tüfekleri verilebilir. Fakat askerlere mühimmat, gıda, vb. sağlanamazsa savaş kaybedilir. Bunu bilen taraflar lojistik konusuna önem vermiştir. 

Aynı durum İş dünyası için de geçerlidir. İleri seviye ve üstün kalitede ürün/hizmet üretebilirsiniz. Fakat üretilen ürün/hizmeti istenilen zamanda, istenilen miktarda ve istenilen kalitede yerine ulaştırmazsanız önce müşteri daha sonra işinizi kaybedersiniz. Aynı zamanda maliyet unsuru da ön plana çıkmaktadır. Lojistik ağınızı güçlü ve alternatifli tutarsanız maliyet etkin bir lojistik yapısıyla hem hizmet kalitesi artar hem de maliyetler azalarak rakiplerinize karşı rekabet avantajı elde edersiniz. Bu nedenle üst düzey yöneticiler karar alırken veya raporları incelerken lojistik süreçlerine özel önem vermelidir. Hatta Lojistik alanında 2013 yılına kadar kara, hava, deniz taşımacılığı yapılıyordu. Günümüzde bu kategorilere uzay’da eklenmiştir. Space X şirketi ile artık uzay lojistikçiliğinden de bahsedebiliyoruz. Lojistik günümüzün ve geleceğin dünyasında başarının anahtarıdır. 

5. Networking veya Partnerler

Ukraynalılar topraklarını fedakarca savunuyor. Yalnız bu savunmayı gerçekleştirebilmeleri için silah ve mühimmata ihtiyaçları var. Bu silah ve muhimatları ise NATO üyeleri vermektedir. NATO’nun en güçlü üyelerinden birisi olan Türkiye, Ukrayna’ya Silahlı İnsansız Hava aracı, uçaksavar, zırhlı kara araçları, tabanca, piyade tüfekleri, 120 mm top mermisi, tanksavar yardımı yapmıştır. Yapılan yardımların 500 Milyon TL ile 1 Milyar TL olduğu belirtilmektedir. Bu durumun yanı sıra savaşta teknolojiyi kullanan Ukrayna ile başa çıkabilmek için Rusya, İran’dan maliyeti çok ucuz olan dronları satın almıştır. Bu noktada Rusya-Ukrayna savaşı aynı zamanda partnerlerinde savaşıdır. 

İş dünyasında elbetteki başka bir işletmeden iş gücü veya makine alamayız Buna karşın işletmelerin bağlantıda olduğu partnerlerinde know-how desteği, piyasa araştırmaları ve doğru bilgiler edinilinebilir. Networkingin önemi işte bu noktada ortaya çıkmaktadır. Günümüz dünyasında tek bir işletme veya tek bir profesyonel her şeyi yapamaz. Evet her şeyi yapmalarını bekleniyor ama yapamaz. Bu durumlarda işletmenin veya profesyonelin en değerli kaynağı olan zaman kaynağını etkin kullanabilmek için gerekli olan desteği networklerinden alabilir. Aynı zamanda bazı ürünlerde ortak üretim yapılabilir. Frigola Toblerone, Milka Bonibon gibi ürünler aslında iş dünyasında bu tür ortaklıkların kullanıldığı alanlardır. 

5. Değişime tepki verme süresi.

Smart is Smart” çok sevdiğim bir cümledir. Ortalama bir Rus T-72 tankı 2,5 Milyon $’dır. Ukraynalılar, Çin’den küçük sivil amaçlı 1000 $’a drone satın almışlar. Bu dronenun altına basit bir düzenek koymuşlar. Bu platformun amacı basit bir eğitim alan asker veya sivil drone’u uçuracak düzeneğin altına bir adet el bombası yerleştirilecek ve bu el bombası hedefin üzerine geldiğinde havadan bırakılarak hedef etkisiz hale getirilecek. Ukraynalılar,  bu düzeneği kullanarak ikmal halindeyken üst kapakları açık Rus tanklarının tam içerisine el bombası atarak onlarca Rus tankınını etkisiz hale getirmiştir. Bir adet rus T-72 Tankı ortalama 2,5 Milyon $’dır. Ukraynalıların drone ve el bombası maliyeti ise 1100 $’dır. Yanlış okumadınız 1100 $’çık bir silahla 2,5 Milyon $’çık tanlarlar imha edilmektedir. Bu maliyetle dünya üzerinde hiçbir ordu mücadele edemez. Ruslar ise Ukraynadaki NATO standardı, hava savunma füzelerine karşı İrandan satın aldıkları 100 $’sık kamikaze dronelarını kullanmışlardır. İran’ın yaptığı bu drone’lar, çok kalitesiz, basit ama ucuz cihazlar. Rusya, bu droneları onlarca hatta yüzlercesini kullandığından Ukrayna hava savunma sistemi kilitleyerek ilerleme sağlamaktadır. Çünkü 100 $’lıkları drona’a 10.000 $’lık hava savunma füzesi gönderdiğinizde savaşı sürdüremezseniz. Üstelik hava savunma füzelerini yardım olarak alıyorsanız. 

İş dünyasında ise kriz anları ile gelişen teknolojinin üretim metodlarına yaptıkları etkiye verilecek karar alma  süreci olarak düşünülebilir.  Tarihleri 2015 yılına alırsak, herkes kodlama eğitiminin çok önemli olduğuna kodlama eğitiminin ilkokulda başlaması gerektiğini savunuyorduç Hatta bazı işletmeler kendi kodlama eğitimi okullanırı açıyor üniversitelerde stajyerlerle mülakat yapıyordu. Buna karşın gelişen yapay zeka teknolojisi sektör adıyla kodçuların büyük bir kısmını işsiz bırakıyor ve bırakacak. Bşilgisayarınızda kendi satranç oyununuzu yazmak istiyorsanız kodlama bilmenize gerek yok. Chat GPT bu işi sizin için saniyeler içerisinde yapmaktadır. Bazen çok erken karar almak işletmenin gereksiz maliyetlere katlanmasına neden olabilir. Çok geç verilecek yanıtlar ise işletmenin fırsatları kaçırmasına neden olabilir. Bu açıdan karar alma zamanlaması tam zamanında yapılmalıdır. Bu durum yanı sıra farklı bir strateji de izlenebilir. Durumsallık yaklaşımı ile işletmeler vizyon ve misyonlarını değiştirmeden karşılaştıkları durumlara göre karar alabilirler. Sanırım ikincisi daha mantıklı. Yalnız iyi yöneticiler trend/moda ile gerçekten sektörün geleceğinin gittiği yolu arasındaki farkı bilecek vizyona sahip olmalıdır.

Bu bir vizyon meselesidir. İyi yönetici ile kötü yöneticiyi ayıran farklardan birisi de liderlerin vizyonunun ne olduğudur. Türkiye’nin tartışmasız en büyük Lideri’nin vizyonu ise “Yurtta Barış Dünya’da Barış“tır.

Barışa katkı sağlayan, üyelerinin özgürlüğünü ve dünya ticaret yollarının güvenliğini sağlayan NATO’nun 75. Yılı kutlu olsun.

Emre İnanç KAYATÜRK 
İnsan Kaynakları Yöneticisi 

Stratejinin Başarı ile Korelasyonu

Merhaba,

Yazılarımdan birisinde strateji ile taktik kavramlarının arasındaki farktan bahsetmiştim. Basit ve küçük bir detay olarak görünebilir fakat çok önemlidir. Aslında küçük detaylar önemlidir. Mülakatta yalan söyleyen adayın mikro ifadesini yakalayıp yalan söylediğini anlamak gibi. Mikro ifade saniyeliktir. Yakalaması ve anlaması zordur ancak işin ustalığı bu küçük detayı görebilmektir. Tıpkı strateji/taktik kavramlarında olduğu gibi. Bugün detay konuşacağız.

“İş”te başlıyoruz..

İsterseniz ilk olarak konunun kavramsal boyutunu ele alalım. Strateji, Türkçemize Fransızca strategie keşimesinden geçmiştir.  Türk Dil Kurumuna göre tam Türkçe karşılığı “izlem”dir. Bir şeyi izlemek gibi. Bu izlediğiniz bir amaçta olabilir kutup yıldızı da olabilir. Hedefte olabilir hayalleriniz de olabilir. Oxford sözlüğüne göre strateji “önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yolların ve uygulanan yöntemlerin tümü”dür.

Türk Dil Kurumuna göre taktik İstenen sonuca ulaşmak amacıyla izlenen yol ve kullanılan yöntemlerin tümü” olarak karşımıza çıkmaktadır. Yöntem ise Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politikadır. Yalın bir anlatımla ifade etmem gerekirse strateji, amaçla ulaşmak için izlenmesi gereken yolu taktik ise o yoldaki seyahatimiz sırasında uyguladığımız basit ve küçük manevraları temsil eder. Strateji, taktiğin bir üst kümesidir.

İşte burada karşımıza şu soru çıkıyor. Birisinden birisi yanlışsa sonuç ne olur?

Elbette bu soruya yanıt verebilmek için bilmemiz gereken birden çok parametre buluyor. Ekonomik konjonktür, rakiplerin durumu, çevresel değişiklikler, öngörülemeyen krizler vb. Bu açıdan aşağıda belirteceklerimin bir önerme olduğunu ve geneli kapsadığını bilmelidir.

  • Eğer stratejiniz ve taktikleriniz doğruysa başarılı olunur,
  • Eğer stratejiniz ve taktikleriniz yanlış ise başarısız olunur,
  • Eğer strateji doğru, taktikler yanlışsa başarılı olunur
  • Eğer strateji yanlış, taktikler doğruysa başarısız olunur.

Doğuya doğru giden trenin içerisinde gitmek istediğiniz yön olan batıya doğru koşmak amaca ulaştırmayacaktır. Kariyer yapmak istiyorsanız ve bu uğurda küçülme sürecinde olan şirkete transfer oluyorsanız yanlış strateji uygulamışsınız demektir. Yaşamı boyunca teknoloji ile ilgilenmiş ama tarım ile ilgilenmemiş bir girişimcinin tarım sektöründe kuracağı işletme ne kadar başarılı olabilir? Başarılı örnekler var diyebilirsiniz. Peki başarı oranı yüzde kaç?

Farklı bir ifade ile başarı, doğru strateji uygulandığı zaman gerçekleşir. Peki doğru stratejiyi uygulayabilmek için ne yapılması gerekir? İşte bu noktada bilgi ve bilgiler arasında kurulan bağlantılar ön plana çıkıyor. Yaratıcılığınızı kullanabileceğiniz tüm enstrümanlara sahipsiniz.

Bu enstrümanlar deneyimler, eğitimler, entelektüel zeka, ilgi alanları, IQ, EQ, başarılar, başarısızlıklar, amacınıza ulaşmak için kullanabileceğiniz her türlü imkanlardır. Bu imkanların hepsi doğru stratejiyi kurabilmek için gerekli olan ihtiyaç listesidir. Stratejik İnsan Kaynakları, stratejik düşünmek, stratejik davranmak gibi kavramlar “havalı” gözükse de altı boş kavramlar değildir.

İnsan Kaynakları Biliminin Ağustos yazısını okudunuz. Ağustos ayının bizim için önemi büyüktür. Unutmayınız Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, türlü imkansızlıklara karşın Türk Kurtuluş Savaşı doğru strateji uygulanarak kazanmıştır. Bu vesile ile 30 Ağustos Zafer Bayramımızı içtenlikle kutlar, başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere vatan ve cumhuriyet uğrunda gazi ya da şehit olan tüm askerlerimize Yüce Tanrı’dan rahmet dilerim.

Son söz olarak “Başarının bulunduğu odanın kapısında büyük puntolarla “STRATEJİ” yazmaktadır” Lütfen bu odanın kapısını açın.

Emre İnanç Kayatürk
İnsan Kaynakları Yöneticisi

Bir “Deha”nın Problem Çözme Tekniği

Merhaba,

Şu an okuduğunuz bu yazıyı İstanbul Havaalanında yazmaya başladım. Bir önceki uçuşuma son iki dakika kala yetişmiştim. Bu nedenle Antalya uçuşuna 2 saat gibi “makul” bir süre olsun diye erken geldim. Anlayacağınız denge noktasını henüz bulamadık 🙂 Şu an saat 7:25. Uçuştan önce bir yazı yazmak istedim. Büyük ihtimal yazıyı bitiremeyeceğim uçuşta devam edeceğim ve gelecek hafta yayınlayacağım. Bu sefer bir Liderin vizyonunu konu almak istiyorum. Bir vizyon ve ilham yazısı olacak anlayacağınız.

İş yaşamında küçük veya büyük birçok problemle karşılaşıyor bir şekilde çözüyoruz. Türk İş İnsanlarının problemler karşısındaki esnekliği ve yaratıcı çözümleri ünlüdür. Çünkü Akdeniz insanı olduğumuz için kuralları -risk alarak- çoğunlukla esnetiriz. Bu sayede kendimize bir manevra alanı yaratır ardından da bu manevra alanında sorunu çözmüş oluruz.

Problem çözmek bir İş insanları için bir rutindir. Peki bu problemleri hangi metotlarla çözüyoruz? Bu konuda birçok Problem çözme teknikleri bulunuyor. Ben bugün size Modern Türkiye’nin kurucusu ve kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk’ün problem çözme metodu olan Atatürk Metodundan bahsedeceğim.

“İş”te başlıyoruz

Bu metodu Indus Consulting’in Kurucusu Sn. Efsun Yüksel bir eğitiminde belirtmişti. Efsun hanım, Atatürk metodunu İngiltere’de eğitim görürken yabancı bir hocasından öğrenmiş. Kendisinin kelimeleriyle ifade edersem;

Yıl 1997 İngiltere’de İşletme dersindeyiz. Hocamız Risk Yönetimini anlatıyor. Döndü “Efsun sen Türksün, bize Atatürk Yöntemini anlatsana.” dedi. Türküm, Türkiye’de doğup büyüdüm, İstanbul Üniversitesi’nde okudum. Atatürk’ü ve Cumhuriyeti seven bir insanım fakat Atatürk Yöntemini bilmiyordum. Kem küm ettiğimi görünce hocamız kendisi anlattı. Böylelikle Atatürk Yöntemini Londra’da İşletme dersinde öğrenmiş oldum. ….. Bugün bile o günü hatırladığımda gururlanır ve aynı zamanda utanırım. Atamıza saygıyla, özlemle” (Yüksel, Efsun 2018)

İlginç değil mi? Biz Türkler, Atamızın böyle bir metodu olduğunu bilmiyoruz. İş yoğunluğunda bazı önemli ve işe yarar detayları kaçırıyoruz. Oysa verimlilik ve başarının anahtarı detaylarda saklanmaktadır.

Atatürk gibi bir dehanın yaptıkları, liderliği, vizyonu ve başarıları zaten ortadadır. Bu arada vizyonerlik demişken yazıya kısa bir mola vereyim. Şu an uçaktayım manzara inanılmaz güzel.

Konumuza dönecek olursak; Bir liderin her alanda bu kadar başarılı olması az rastlanan bir durumdur. Konuyu şöyle ifade edeyim. Askeri eğitim almış bir insan bir banka kuruyor ve o banka şu an Türkiye’nin en büyük bankası. Biz iş insanları için ilginç bir detay. Peki Ulu Önder Atatürk bunları nasıl başarmış? Aslında hepimiz stratejik olarak nasıl başardığını biliyoruz. Mikro anlamda ise Atatürk nasıl başarılı olduğunu kendisi belirtmiş.

Atatürk’e bir gün sorarlar; “Türkiye Cumhuriyeti ilan edildikten sonra bu kadar devrimi nasıl gerçekleştirdiniz? Dili nasıl değiştirdiniz, okuma yazma oranını nasıl yükselttiniz? Endüstrileşmeyi nasıl sağladınız? (Yüksel, Efsun 2018)

Atatürk’ün yanıtı şöyledir: Biz ülke olarak kendimize bir hedef koyduğumuzda o hedefe giderken ne tür zorluklarla karşılaşırız, neler bizi engeller, yavaşlatır, hangi sorunlarla karşılaşırız önce bunları düşünürüz. Tüm bunları ortadan kaldırdığımızda da hedefimize ulaşmış oluruz.

Şimdi bu yanıtın analizini gerçekleştirelim. İlk olarak problem\sorun kelimesinin ne ifade ettiğini açıklayalım. Türk Dil Kurumuna göre problem Teoremler veya kurallar yardımıyla çözülmesi istenen soru, mesele. Çözülmesini istediğiniz mesele pozisyon kapatma hızınızı optimum seviyeye çekmekte olabilir işgal altındaki ülkenizi düşmanlardan kurtarmakta olabilir. Genel olarak bir problemle karşılaştığımızda nasıl tepki veririz? Bu sorunu nasıl çözebilirim? Çözüme odaklanıyoruz. Atatürk ise bu sorunu ortaya çıkaran faktör veya faktörleri belirliyor.

Bu faktörler belirlendikten sonra bu sorunlar karşısında çözüm önerileri mi getiriyor. Sonucunda ise işgal altında olan bir enkazdan modern bir cumhuriyet yaratıyor. Çözüm odaklı olmak; ister devlet insanı ister iş insanı olun tüm profesyonellerde olması gereken bir yetkinliktir. Bu konuda gri alan yoktur. Ya çözümün ya da problemin bir parçası olursunuz. Başarı, her zaman çözümün parçası olan profesyonellerin yanındadır.

Problemleri kalıcı olacak çözmek için kök nedeni çözmek gerekir. Atatürk metodunun referans noktası burasıdır. Eğer iş arama süreci içerisindeyseniz ve nakit ihtiyacınız varsa bankadan kredi çekmek sorununuzu ortadan kaldıracaktır. Yalnız gelir elde edecek bir iş bulamazsanız koşa ve orta vadede aynı krizle karşılaşmanız muhtemeldir. Buradaki temel mantık kök nedeni bulmak ve çözmektir. Metot başarılı olmuş. Bu açıdan başarısını tartışmayacağız.

Yalnız her zaman madalyonun diğer yüzü vardır. Atatürk metodu başarılı bir metot olmuşsa da bazı efektlerine çok dikkat etmek gereklidir

1.İletişim

Bu metodu yaşamıma uyguladım. Başarılı oluyor. Yalnız hep kök nedene odaklanıldığı için iletişimde olduğunuz iş insanları sizi problemlere odaklanan bir profil olarak görebilir. Bu nedenle Atatürk metodunu uygularken ne yapmak istediğinizi ve nereye ulaşmak istediğinizi karşı tarafa şeffaf bir şekilde aktarmanız gerekmektedir.

2. Stres

Bize her gün kritik ve tehlikeli sorunlarla ilgilenmeniz istense günün birinde yoğun stresten başka sorunlarınız olur. Atatürk olmadığımıza göre yoğun stres yaşam kalitemizi olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle Atatürk metodunu uygularken iyi bir stres Yönetimi gerçekleştirmelisiniz.

Bu iki madde çok önemlidir. Lütfen bunlara dikkat edin.

Şu ana kadar duymadığım için üzüldüğüm Atatürk Metodunu farkındalığını sağladığı için Efsun Yüksele teşekkür ederim. En iyiler en sona saklanır derler. Bize modern, saygın bir ülke ile başarılı yönetim felsefesi bıraktıkları için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e saygı, sevgi ve şükranlarımı belirtirim.

Bizim en büyük kaynağımız İnsan Kaynağımızdır

Emre İnanç Kayatürk
İnsan Kaynakları Yöneticisi

Kaynaklar

Kaynaklar: (YÜKSEL, Efsun https://www.linkedin.com/feed/update/urn:li:activity:6594833097693384705/ )